30 Kasım 2010 Salı

-600

Bence alışkanlık dediğin şey üç haftadan sonra başlıyor. Ayın 3ünde ben bu programa başlayalı bir ay olacak. Bayağı alıştım. Dengeli beslendiğim için aşerme türü yeme içme isteklerim yoka yakın. Sanırdım ki dünya çikolatasız batar, patates kızartmasız deprem olur filan. Şaşmadan dönmeye devam ediyor. Ben de kilo vermeye:)

Bugün de 600 gr gitmiş. Taksitli zayıflama:)

26 Kasım 2010 Cuma

artı

Salıdan Cumaya geldik. Bugün kantar günümdü. 200 gr artış var. Ama ne yapmıyoruz?

Kilo odaklı, aman şu kadar verdim aldım demiyoruz. Vücudum su tutmuş. Önemli olan bir ayda kaç kilo verdiğimmiş. Sakın buna takılmayın dedi doktorum. Önemli olan programınıza devam etmeniz. Hamile olup olmadığımı sordu. Mümkün değil dedim. Bertaraf ettik o seçeneği. Bazen vücut su tutabilir dedi. Önce pek bir düştü de yüzüm sonra dedim devam güzelim. Acı yok! Maddi manevi!:)

25 Kasım 2010 Perşembe

Sabır

Çok şaşırıyorum acıkma hissinini tam da öğün saatlerine denk gelmesine. Kendimi kurulu bir saat gibi hissediyorum. Mide sesime göre saatin kaç olduğunu bile tahmin edebiliyorum.

Bugün biraz sabırsızlık hissi var. Verdiğim kilo kadarını almam için değil 3 hafta 3 gün yetecektir. Ama bu düşünce bana kendimi kötü hissettirdiğinden düşünmemeye çalışıyorum. Biraz daha sabır.

24 Kasım 2010 Çarşamba

İstesem

İstesem ne bileyim bir kilo baklava yerim. Litrelerce kola içerim. Patates kızartmalarının yanına sosis de kızartıp ketçup mayonez ikilisini boca ederim. Ne istersem yerim - eğer istersem.

Ama kontrol bende. Yememeyi tercih ediyorum. Çünkü bunca yıldır hiç ayırım yapmadan yedim. Yerli yersiz, yararlı zararlı ne varsa hüplettim.

Gece hayatının dibine vurup tatmadığı zevk kalmamış adamlar doyunca o hayata nasıl elini ayağını çeker saflığa, güzelliğe doğru. Aynen öyleyim. Tatmadığım zevk kalmadı şu yeme - içme dünyasında. Sırada rafine tatlar var. Saflık var güzellik var. Bedenime saygı duyma zamanı geldi.

Yıllardır beni istedim yere götüren bu bacaklarıma, elime koluma, omurgama, belime... her bir hücreme (yağ  hücrelerim dahil) minnet borçluyum. Önce saygı duyarak da borcumu ödemeye başlıyorum.

23 Kasım 2010 Salı

1600

Yazmadım bir süre. Ama yazmadığım kadar yürüdüm, eğlendim desem yeridir. Saatlik yürüyüşlerle mahalleyi keşfettim.

Yeni beslenme programımım da aksaksız devam ediyor. Ama bayram özel menüsündeki  baklava +  yaprak sarması ve börekten de mahrum kalmadım. Terazi misali. Aldığım kadarını başka yerden kestim. Tabi ki doktorumun söyledikleri doğrultusunda.

Tam bir haftadır da gitmiyordum kontrole bayram tatili dolayısıyla. Bugün gittim.

Sonuç: 1600 gram da uçtu gitti.

Missss

12 Kasım 2010 Cuma

Ödem mödem

Şimdi gittim geldim kantar randevumdan.

Mensturasyonun ilk günü (sırf havalı diye bu kelimeyi yazdım yoksa uzata uzata adet derim).
sonuç: -300 gr

Doktorumun yorumu: İlk günde ödem en az 500 gramdır. Siz 800 vermişsiniz gibi kabul edin.

Bir de çikolata eklendi menume. İlk on gün bitti diye. Gece menusunde diyet bisküvi yerine bitter ya da çikolatalı ama ince fındık fıstık olmayan sade çikolata. 25 gr. Bundan iyisi şamda kayısı.

Bayram için acil durum planları yapıldı.

Zeytinyağlı yaprak sarma yersem 4 tane 25 gr ekmek ve 1 tatlı kaşığı yağdan feragat edeceğim.  Avuç içi kadar peynirli börek yersem de yine ekmek ve yağdan kısılıyor.

Bir de baklava verdi ki yemede yanında yat.

Bayram için son tavsiye: havalar güzel olacakmış bol bol yürüyün rambo hanım.

Olur dedim. Demem mi?:)

Bu arada Mehtap Hanım'ın şahane blogunu takip etmeyen var mıdır? Bana inanılmaz ilham veriyor.

10 Kasım 2010 Çarşamba

değişim zamanı

Değişmeye devam. Önce hareketsizlik meselesini ele almam gerekiyor. Gözümün rengini nasıl değiştiremezsem tiroid rahatsızlığımın da ömür boyu benimle birlikte olduğunu biliyorum. Birlitke yaşamayı öğrenmeliyim. Bunu öğrenirken de bazı değişiklikler yapmam gerekiyor hayatımda. İlk adım hareket.

Üşenme- erteleme - vazgeçme üçlüsü desturum oldu. Üşenmeyince ertelememiş oluyorum. O zaman da  vazgeçmemek için ilk adım otomatik olarak atılmış oluyor.

Günde 20 dakika demişti doktor. Ve de eklemişti: Bizim için önemli olan her gün 20 dakika yürümeniz değil. Haftada 140 dakika olması önemli. Bunu 50 + 50 + 40 dakika olarak üç gün de yapabilirsiniz. Üşenirim derseniz günde 20 dakika ile başlayın.

Ve ben birkaç gündür bu 20 dakikaları yapamayacağımı hissediyorum. Buna çözüm bulacağım.

Ama mekikler ve sabahleyin metabolizmayı hızlandırmak için 50 kere zıplamayı hiç aksatmıyorum çünkü çok eğlenceli. Belki yürüyüşler için müzikçaları ayarlamam lazım. Kulakta müzik olursa daha rahat olur sanki.

Bir de yiyecekleri çeşitlendirme faslına başladık. Mesela öğünlerde illa salata yapacağıma  çeşit çeşit yeşillik aldım. Onları bir güzel doğruyorum günlük olarak yemem gereken yoğurt miktarına. Mis gibi oluyor.

Bazı mailler ve yorumlar için de bir açıklama yapma ihtiyacı duyuyorum:

Ben burada tamamen bana, metabolizma hızıma, vücut kitle endeksime ve metabolik hastalığıma uygun bir programı doktor gözetiminde uyguluyorum. 20 dakika yürüyüş de et ve  sebze miktarlarım da... programın her satırı bana özel ayarlanıyor. Siz de istenmeyen etki yaratabilir ya da hiç sonuç vermeyebilir.

Niye yazıyorsun o zaman derseniz. Yazıyorum çünkü ben iradeli olmaya çalışıyorum. Azimli olmaya çalışıyorum. Paylaştıkça da bu konudaki isteğimin, şevkimin artacağını biliyorum. Bu da bir nevi bana özel bir yöntem diyebiliriz.

Şimdi önümüzdeki maçlara bakalım:)

9 Kasım 2010 Salı

ilk hafta tamam geriye kaldı bilmem kaç hafta

Bugün bir hafta oldu.

İstatistikler şöyle:

Verilen: 1100 gr
Öğrenilen:
- sandığımdan iradeliymişim
- bunca yıl yedim de ne oldu. biraz da yemeden devam hayata.
- diyet yaparken özellikle ilk dönem çocuklara pasta servisi yapmak kadar işkencesi yok.
- kereviz de güzelmiş yahu.
- günde 10 ar mekik adamı öldürmüyormuş.
- su içmek de.

8 Kasım 2010 Pazartesi

avm savaşları bölüm 2

3 avm ziyaretinden alnımın akıyla sadece çocuk menüsünün nokta kadar hamburgerinden yiyerek çıktım. Kendimi tebrik ediyorum.

Fakat arkadaş nasıl bir "This is spartaaaa" arenasıdır bu avm'lerin yeme içme katları.

Bir de algıda seçiciliğimi de modifiye etmişim. Bunu farkettim. Eskiden narin salınan bedenler dikkatimi çekerken ve ben de incecik insanlara bakıp iç çekerken artık sadece kilolu kütlelerin nazarımı celbetmesi neye alamet acep?

6 Kasım 2010 Cumartesi

AVM'de Survivor oyunu

Diyetin ilk günlerinde bir AVM'ye gidip iradenizi test edin derim ben. Ben gittim. Çocukların birine steak house menu öbürüne de çocuk menüsü aldım. Börekçilerin, kumpircilerin ve bilumum yemekçilerin karşısında oturdum. Bir bardak çay aldım onu içtim. İnsanın kendini kaybedercesine yemek yemek istediği bir arena gibi değil mi bu AVMler? Kılık kıyafet ve gereksiz bilumum alışverişleri saymıyorum bile. Ama biliyorum ki bir tane bile patates atsaydım ağzıma büyü bozulacaktı. İzin vermedim. Tamamen psikolojik bir açlık bu dedim. Gelmeden önce evde yemiştim yemeğimi zaten. Tereyağdan kıl çeker gibi olmadı tabi ki bu iş. Bir ara alık alık menü listelerine bakıyordum. :)))

Sebze yemeği olarak taze fasulye yaptım sarımsaklı falan. Liste bildiğiniz liste. Bir de tatlandırıcıyı gezmeye giderken cebime atıyorum. Mesela bir arkadaşımı ziyaret ettim. Türk kahvesi içer misin dediler. Sade istedim. Attım doktorun verdiği tatlandırıcıdan. Misss.

Ama ben şu avm savaşlarını atlattım ya... gerisi kolay!

5 Kasım 2010 Cuma

Budur

İlk gün anlattığım listeye harfiyen uyuyorum. Günde 20 dak yürüyorum. Öğle tatilleri kızılaya git gel zaten bitiyor süre. O da olmadı akşam evden markete yürüsem al sana 20 dak. Amaaaaa...

Bir sayfa hareket listesi vardı. Sıkılaşmak için. Resimli falan. Baktım baktım. Dedem bile yapar bunları ne bu be diye attım kenara. Bunlar sırf motive etmek için herhalde diye bir de dalga geçtim. Sonra dün akşam fırsat buldum bir yapayım şu hareketleri dedim. Sen misin dalga geçen. Bir kere yatak  odasınaki halıda yaşayan gözle görünmez mikroorganizmaları bile yakından incelemeye fırsatım olacak kadar yapıştım halıya. 10ar kere yapılacak hareketleri nefes krizine girmeden önce sadece 8e kadar yapabildim. Odadan çıktığımda maraton koşmuş gibi al yanaklı bir yayla çocuğuydum. Tosuncuk hallerimizi de eklersek antremandan çıkmış güreşçi benzetmesi de yapılabilir.


Ama esas haber şu: bugün kontrolüm vardı doktorda. Gittim. soyundum tartıldım. sonuç: 700 gr gitti. Ben de doktor hanım da sonuçtan gayet memnun. Harfi harfine uydum sanıyordum ya ben. Değilmiş. Neymiş? Patates yemeği sebze yemeği değilmiş:) Ve ben iki gündür nişastaları hüpletiyormuşum. Yine de büyük başarı bence 700 gr.

Şikayetiniz var mı dedi. Dedim ki şikayet değil ama bir tespit. Ben kendimi çok fonksiyonlu bir m utfak robotu gibi hissediyorum. Rejime başlayalı o kadar düzenli yiyorum ve yemeklerden sonra belirli aralıklarla yemek sayısı kadar tuvalete gidiyorum ki. Ağızdan al, öğüt, sindir ve tahliye et. Bildiğin robot:)

Bayrama sizi şımartalım dedi. Bayram menüsü verecek. Bir de alışveriş merkezi sorunu var ki çocuklar adım gibi eminim haftasonu gözüme bakacak avm diyen gözlerle. Çok sıkışırsanız tavuk şiş yiyin dedi. Peki dedim. İşte böyle.

vay beee! 700 gr:)

Bu süre gözünüzde büyümesin dedi doktor hanım. Dedim ki: "yaşlandıkça nasıl geçiyor zaman bilemiyoruz. Ben daha dün milenyuma girmiş gibiyim. 10 yıl olmuş. al yılbaşına ne kaldı. O yüzden nisan'a kadar 25 kg dediğinizde ilk aklımdan geçen gözünü aç kapat nisan olur zatendi. Haklısınız dedi.

İncelerek mutluyum.  Giderek daha da inceyim.

4 Kasım 2010 Perşembe

bin dirhem et

Başlık alakasız. Maratona devam. Dün listeye harfi harfine uydum. Zaten doktor hanım çözmüş benim geceleri iki kuzu çevirme yiyebileceğimi. Öyle boldu ki yiyeceklerim. Hele yatmadan önce 2 elma + 3 adet diyet bisküvi (limonlu) + 2 ceviz ve de açık çay cillop gibi oldu. Tok yatabildim.

Dün öğlen yürüyüş yapayım dedim. Günlük 20 dakika ya yürüyüş. Dönüş yolunu hesaplayamamışım. 40 dakikayı buldu:) Fakat kan ter içindeydim. İşe getirdiğim günlük paketlerime bir de tişört eklendi böylece.

İçimde bir akü ateşlendi gibi hissediyorum. Yoksa tüm gün niye tuvalete taşınayım ki?

Bu sabah da 50 kere zıplama + 10 mekikle başladım. Suyumu içtim 2 bardak. Kahvaltı da aynı liste. Öğlene de yanımda getirdim dünkü listenin aynısını.

Fakat dakika bir gol bir. Diyet listemi bulamıyorum. Kainat sakladı vermiyor:) İyi ki açmışım burayı. Hazır liste elimin altında şimdi.

Diyet kola serbest bu diyette. O kadar tatlı gidiyor ki.

3 Kasım 2010 Çarşamba

İlk gün

Dün gece saat 10'a kadar mutfaktan çıkamayınca başlarım böyle rejime dediğim anlar oldu. Olmadı değil. Ama dün beni saatlerce oyalayan o hazırlıkların önümüzdeki günlerde epey vakit kazandırmasını ümit ediyorum.

İlk koşul bir mutfak tartısı almaktı. Araştırmalarıma göre elektro world, media m., dart gibi merkezlerde çok ucuza varmış. Hem de çeşit de çok. Kardeşim gelecekti eskişehirden. Oğlum kap ordan bir mutfak tartısı dedim. Orası küçük memleket, ulaşım kolaydır. Trene binmeden uğrayıver bir avm'ye önerime sıcak baktı, biraz da duygusal sömürüyle akşam elimdeydi sinbo ya da simbo markalı mutfak tartım. Sanırım 20-25 lira  civarı.

Önce 50 gramlık ekmek paketleri hazırladım kendime. Sonra 1 kg kıyma ile doktorun tarifini verdiği köfteyi yaptım (1 kg kıyma + 25 gr ekmek + 1 yumurta+ sınırsız soğan, maydanoz, baharat vs.) Bu arada tuz yasak değil. Neyse köfteyi hazırladıktan sonra 90 grlık topaklar halinde tarttım. Porsiyonlarımı ayarladım. Poşetleyip buzluğa attım. 3 porsiyon  da pişirip kaldırdım dolaba.

Bir de sebze yemeği yapmam gerekiyordu. Onun da tarifi 1 kg çiğ sebzeye 2 yemek kaşığı sıvı yağ ekle. Etsiz ve pirinçsiz pişir. Soğan, salça, domates, baharat sınırsız serbest. Ben de hemen bir patates yemeği yaptım. Çünkü birtek o vardı. Sonra da dolaptaki karnıbaharı haşlayarak gecenin 10unda ev halkını kokuyla bayılttım. Onu da bu akşam pişireceğim.

Yes my dear demek geldi tam da bu noktada içimden. Neyse sapıtmayalım. Tüm bunları yaptım ama sonra ne yaptım? Gece 1 gibi kitap okurken iyice kazındı mide. Zaten yarın sabah başlayacağım diye kalktım bir güzel beyaz peynirli sandviç yaptım onu yedim. Yetmedi dolaptaki süt dilimi ve pingui isimli güzide eserleri de kitap okurken yiyivermişim. Hatırlamıyorum. Sabah yatağın yanında ambalajları gördüm. Daha doğrusu oğlum bastı:) Onundu da abur cuburlar.


Gelelim ilk güne (allahım böyle bir blog tuttuğuma inanamıyorum ama kayıtlara geçmesi lazım bu maratonun). Yaptıklarım doktorumun tamamen benim metabolizma hızına göre yaptığı tavsiyeler. sorumluluk kabul etmem. Yapın da demiyorum. İlk kural: ilk on gün çok sıkı tutulacak diyet. Çünkü vücuda yağları parçalama emri verdirecekmişiz. Doktorun yap dediklerini yanında parantez içinde dr yazarak işaretleyeceğim.

Sabah kalktım. Hemen 2 bardak su içtim (Dr). Bir bardağı tiroid ilacımı almak içindi zaten. Sonra 50 kere zıpladım metabolizmayı uyandırmak için (Dr). Çok keyifli. ilk 20 zıplayış küfürlü, 30 gibi gözler açılıyor. 40 da hayat ne güzel modu. 50 de ip var mı ip atlayacağım da cümlesi geçiyor akıldan.

Sonra 10 mekik çektim (Dr) Tabi ki sabahın köründe bu kadar hareket sonrası yerde uyuyakalmışım bir süre. İçim geçmiş. Sonra kahvaltı zamanı. Dün marketten aldığım beyaz peyniri bulamadığım için (evet gizeli bir şekilde yok oldu) onun yerine 1 yumurta haşladım (Dr). 1 domates, 1 salatalık, 1 tutam maydanozu kıyıp salata gibi birşey yaptım(Dr) . Yağsız. (Dr). 50 gr ekmek (beyaz ekmek) (Dr), açık şekersiz çay koydum (Dr). Aslında iki marka söyledi doktor tatlandırıcı olarak. Onlardan alırsam sınırsız tatlandırıcı kullanabiliyorum. Ben dün alamadım. Bugün alacağım. Bir de bir tatlı kaşığı reçel yedim (İncir reçeli) (Dr).

Deve gibi şiştim. Hele o yumurta hala büyüyor sanırım içimde. Bir de tuz yasak değil ya. Mis oldu bu mis. Yoks akusardım ben o yumurtayla.  Birazdan ara öğün saati geliyor. Sabah - ara- öğlen - ara- akşam - ara şeklindeki öğünler arası minimum 2 maksimum 3 saat olacak. Ben 8 de yedim kahvaltıyı. ona göre düzenleyeceğim. Evden çıkmadan dün akşamdan hazırladığım azıkımı aldım yanıma keloğlan misali.

bugün planladığım listem  şöyle (Tamamı Dr tavsiyesi)
Ara: 1 porsiyon meyve (bugün 2 kere var bu meyve işi. Birini elma birini kuru kaysı olarak ayarladım. Kuru kaysı da 2 tane elma da 100 gr olacak. elma daha büyük diye daha çok acıktığım öğleden sonraya aatacağım onu. Sabah kuru kayısı.2 tane.

Öğlen (Hepsi Dr): Izgara köfte (doktorun tarifiyle dün akşamdan hazırladığım 90 gr), 4 yemek kaşığı sebze yemeği, 50 gr ekmek, sınırsız salata (yağsız*), 1/2 cup yoğurt (cup'ı doktor verdi küçük kupa gibi birşey onun yarısı kadar  az yağlı yopurt). * açıklamasına gelince yağ hakkım var. Günde 3 tatlı kaşığı. İster öğünlerde tek tek dökerim salataya ister hepsini biriktirim akşam yağlı salata yerim. Zaten bit kadar o yağ da:) Salata da havuç turp lahana ve kırmızı taze biber falan olmayacak. onlar yasak. Ben de slaatalık domates ve maydanozla yaptım salatayı akşamdan.

Ara (Hepsi Dr): 1 meyve (bugün elma- 100 gr) + 2 uzun galeta (susamsız haşhaşssız falan) + 1 üçgen peynir (evet ben de inanamadım)

Akşam (Hepsi Dr): Öğlenin aynısı

Son ara (Hepsi Dr): 2 porsiyon meyve (muhtemelen elma yerim yine) + 2 ceviz + 3 diyet bisküvi veya 25 gr çikolata!!! (ama fındıksız fıstıksız bitter ya da sütlü- fekat ilk 10 gün yasak çiko)

bu arada günde 8-10 bardak su. en az tabi. Çay, kahve, soda, bitki çayları ve diyet kola. Bunlar sınırsız. Soda meyveli olmamak şartıyla.

Çok uzadı. Yasaklar listesini sonra yazarım. İlk 10 gün harfi harfine uyacağım.

bir de egzersiz verdi. Günde 20 dak yürüme:) Haftada 140 dak yapğıyor. Önemli olan her gün değil haftada 140 dak yürümek dedi şimdilik. Yani 50 + 50 + 40 şeklinde yürüyebilirim. Ama 20 dak daha çok işime geliyor. Bugün öğlen yemekten sorna bir turlayacağım. Bakalım. İşte böyle.Yazarken doydum bee.

2 Kasım 2010 Salı

hadi yallah

Haydi yallah diyerek başladım. Feci gazımı almış durumdayım.

Dün eski bir  karar için yeni bir adım attım. Kendisine başvuran herkesi iğne ipliğe çeviren ve sonra da yumak haline dönmelerine izin vermeyen bir diyetisyenden randevu aldım. Öngörüşmeye gittim.

Gitmeden önce de kuru fasulye pilav ve salata şeklinde bir ziyafet çektim de gittim.

Boyuma ve kiloma baktı. 25 kg fazlanız var dedi. 10 aylık bir program önerdi. ilk 5 ay kilo verme son 5 ay koruma programı. Yani Nisan ayında tüy siklete geçiş yapmış olacağım. Baharı daha güzel karşılayamazdım.

Diyetisyen hanım gayet mürebbiye tavırlı. Olsun. Kanka da olmak istemem. Tüm kankalarıma kilo aldırmakla meşhurum.

Bugün öğleden sonra randevum var yine. Gidene kadar siyah ve yeşil çay, kola ve lahve yasak. Metabolizma hızımı ölçecek. Ve de sonrasında ona göre diyet programımı hazırlayacak.  Bir de dün sabahtan beri ne yiyip içtiysem yazıyorum. Liste şimdilik iyi gidiyor. Dün akşam rejim kaygısıyla hüplettiğim üç dilim büyük boy pizza ve kahve likörlü neskafeyi saymazsak.

Sabırsızlanıyorum.

Bu blogun adını da saçlarımı bir zamanlar rambo gibi keserek beni küçük bir tosuncuğa çeviren kuaförüme ithaf ediyorum. Ersen ve Dadaşlar'ın Ersen'i gibi de olabilirdim. Yeleğim eksikti. Vardı da olanlar bana küçük bedendi.